Diyadin Askerlik Şubesi
İl | Ağrı |
İlçe | Diyadin |
Şube Adı | Ağrı Askerlik Şubesi |
Telefon | (0472) 215 10 28 |
Fax | (0472) 215 98 93 |
Adres | Abide Mah. Erzurum Cad. Merkez / AĞRI |
Ağrı Merkez’de bulunan Diyadin askerlik şubesine ait telefon numarası, adres ve iletişim bilgileri.
Diyadin Hakkında
Diyadin, merkez ilçenin doğusunda, Erzurum-İran yolunun 59. kilometresinde 7 kilometrelik bir yol ile bu yola bağlanan bir yerleşim yeridir. İlçenin toplam nüfusu 33,158’dir ve yüzölçümü 1,274 km²’dir. Nüfus yoğunluğu kilometrekare başına 26 kişidir. Murat Irmağı kıyısında konumlanan ilçenin temel ekonomik etkinlikleri hayvancılık ve tarımdır. İlçenin ticaretinde ise hayvansal ürünler ve tahıl önemli bir yer tutar. Diyadin’deki evler genellikle tek katlı ve taştan yapılmıştır; kerpiç evlere nadiren rastlanır.
Diyadin’in kuruluşu ve gelişimi, Anadolu’nun genel tarihine uzanan köklü bir geçmişe sahiptir. Diyadin’in tarihi, Anadolu’nun tarihine paralel olarak şekillenmiştir. Bu bölgede bulunan önemli ticaret yolları, Orta Asya’dan ve İran’dan gelen kalabalık kitlelerin batıya göç etmesini kolaylaştırmıştır. Doğubayazıt Kalesi önlerinden başlayan bu ticaret yolunun Diyadin üzerinden geçmesi, bölgenin tarih boyunca stratejik bir konumda olmasına neden olmuştur.
Anadolu’nun en eski yerleşim bölgelerinden biri olan Diyadin’in tarihi, Hititlerin bölgedeki güç kaybı sonrasında M.Ö. 1340-1200 yıllarında Azerbaycan ile Doğu Anadolu Bölgesi’ne yerleştiği düşünülen Hurri’lerle başlamaktadır.
Doğubayazıt ile tarihi kökleri aynı olan Diyadin, İran ve Türkiye arasında stratejik bir geçiş noktası olmuş, zengin tarihi boyunca birçok medeniyetin egemenliğine tanıklık etmiştir. Urartu, Kimmer, İskit, Med, Pers, Part, Sasani, Roma, Bizans, Arap, Selçuklu, Moğol, Harzem, İlhanlı, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safevi, Osmanlı ve Rus hakimiyeti altında yaşamıştır.
Diyadin’in tarihinde, günümüzde olduğu gibi iklim, su, toprak, ulaşım ve savunma durumu gibi faktörler, yerleşim alanlarının seçiminde belirleyici olmuştur. İlk kuruluş yerinde savunma ve su (Murat Nehri’nin varlığı) öncelikli faktörler arasında yer almıştır.
Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Diyadin ve Diyadin Kalesi hakkında yazdıkları, Diyadin’in ilk yerleşim yerinin güneybatısında bulunan Diyadin Kalesi olduğunu düşündürmektedir. Evliya Çelebi, Diyadin Kalesi hakkında şu bilgileri paylaşmıştır: “Diyadin Kalesi 1 cami, 600 toprak örtülü evi, 1 hanı, 1 hamamı ve 40-50 dükkanıyla zengin bir yerleşim yeri.”
Doğu Anadolu Bölgesi’nde zengin su kaynaklarına sahip iki önemli dağ bulunmaktadır: Erek Dağı ve Tendürek Dağı. Diyadin ilçesi sınırları içinde yer alan Tendürek Dağı çevresinde, Urartu dönemine ait olduğu belirlenen dört baraj ve bir gölet tespit edilmiştir.
Diyadin’in tarihi, İslam ordularının bölgeyle ilgilenmeye başladığı Hz. Ömer dönemine kadar uzanmaktadır. Arap orduları, Suriye ve İran’ı mağlup ettikten sonra sık sık bölgeye akınlar düzenlemiş ve Hz. Osman’ın hilafeti zamanında (645-646 tarihlerinde) bölgenin fethi gerçekleşmiştir.
Tuğrul Bey’in komutanları İbrahim Yınal ve Kutalmış Bey, büyük bir kuvvetle 1040 yılında Bizans topraklarına girerek Ağrı ve çevresini Selçuklu hakimiyeti altına almışlardır. Diyadin ve çevresi, 1071 Malazgirt zaferinden sonra Selçuklu Devleti sınırları içinde kalmıştır.
Ağrı yöresi, Orta Asya ve Horasan’dan gelen birçok Türk boyu ve aşiretinin ilk yerleşim yeri olmuş, daha sonra İlhanlı, Celayirli, Karakoyunlu ve Akkoyunlu Türkmen devletlerinin yönetimine geçmiştir. Bölge, 1502-1514 yılları arasında İran Safevîleri’nin egemenliğine girmiştir.
Diyadin isminin kökeni hakkındaki bilgiler, Evliya Çelebi’nin eserinden alınmıştır. Evliya Çelebi’ye göre, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın oğlu Ziyaeddin, burada bir kale inşa ettirmiş ve kaleye kendi adını vermiştir. Ziyaeddin ismi zamanla Diyadin’e dönüşmüştür.
XVII. yüzyılda Kasr-ı Şirin antlaşması ile Türkiye’de kalan Bayezid sancağına bağlı merkezlerin adları arasında Diyadin kazası için Ziyâ ed-din adının kullanılması, bugünkü Diyadin adının Ziyâ ed-din’den evrildiğini göstermektedir.
Ağrı ve çevresi, XI. yüzyıla kadar Bizanslılar, Türkler ve Müslüman Araplar arasında birçok kez el değiştirmiştir. Ancak XI. yüzyılın başlarına gelindiğinde Ağrı, tamamen Türk-İslam karakteri kazanmıştır.
Ağrı toprakları, Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran seferi ile tamamen Osmanlı topraklarına katılmıştır. İdari bakımdan 1744 yılından önce Van Beylerbeyliğine dahil edilen Beyazıt Sancağına bağlı Diyadin, bu tarihte Beyazıt sancağının 4 kazası ile birlikte Erzurum Beylerbeyliği’ne bağlanmıştır.
Osmanlı dönemine ait salnameler, Diyadin kazasına dair çeşitli bilgiler sunmaktadır. 1871 tarihli Erzurum Vilayeti Salnamesine göre, Diyadin kazasına bağlı Beyazıt sancağında 2 kilise, 1 cami ve 220 hane bulunmaktaydı. 1872 tarihli Salname–i Umumiye’de ise Diyadin kazasında 91 köy, 850 hane olduğu belirtilmiş, 1900 tarihli salnameye göre ise kaza, 6002 erkek ve 5482 kadın nüfusa sahip, 3 nahiye, 93 köy ve 1827 hane içeriyordu.
Diyadin kazasındaki bayındırlık yapılarına dair bilgiler de aynı salnameye dayanarak sunulmuştur. Bu dönemde, kaza içinde bir hükümet konağı, iki cami, iki medrese, bir türbe, dört sübyan mektebi, bir kilise, beş han, otuz dükkan, yedi çeşme, iki köprü, yirmi beş değirmen, dört kaplıca ve yüz tarla bulunmaktaydı.
Ayrıca, 1891–1892 tarihli bir Fransız seyyahının kaydına göre Diyadin, Beyazıt sancağına bağlı 11228 nüfuslu bir kaza merkeziydi ve medrese, ilkokul, cami, kilise ve manastır gibi önemli yapıları içermekteydi.
Osmanlı Rus savaşları döneminde Diyadin, 1828, 1854-1856, 1877-1878 ve 1914-1918 yıllarında Rus işgaline maruz kalmış, bu süreçlerde Ruslar ve Ermeni çeteleri tarafından saldırıya uğramış, kent ve sivil halk zülüm ve işkencelere maruz kalmıştır.
Diyadin, 14 Nisan 1918’de düşman işgalinden kurtulmuştur. Cumhuriyet öncesinde Diyadin, Erzurum vilayetinin Bayazıt sancağına bağlı bir kaza iken, Cumhuriyetin ilk yıllarında bütün sancakların vilayete dönüştürülmesiyle Bayazıt Sancağı Bayazıt vilayetine dönüşmüş, Diyadin ilçesi ise Ağrı (Karaköse) iline bağlanmıştır.