Reklam bayilik veren firmalar
Askerlik Şubeleri

Bolvadin Askerlik Şubesi

İlAfyonkarahisar
İlçeMerkez
Şube AdıBolvadin Askerlik Şubesi
Telefon(0272) 215 32 10
Fax(0272) 215 32 12
AdresDervişpaşa Mah. Alparslan Türkeş Bulvarı No: 27 AFYONKARAHİSAR

Afyonkarahisar Merkez’de bulunan Bolvadin askerlik şubesine ait telefon numarası, adres ve iletişim bilgileri.

Reklam

Bolvadin Tarihçesi

Bolvadin’in kayıtlı geçmişi, 10.000 yıl öncesine dayanmaktadır. Antik Paroreos Phrygia (Yanık Frigya) vadisinde konumlanan Bolvadin, M.Ö. 8000’de bu vadide yerleşik hayata geçilmesiyle kurulmuştur. Arkaik dönemde bir site şehri olan Bolvadin, Afyon bölgesindeki 52 yerleşim biriminden biri olarak öne çıkmaktaydı.

Reklam

Bu tarihi şehir, Anadolu’nun farklı dönemlerini yaşamıştır. Romalılar döneminde Polybotum adını taşıyan Bolvadin, önemli bir il merkezi olmuştur. Üçhöyükler mevkisinde yer alan Kayster Pedion şehri, M.Ö. 401 tarihinde Persler tarafından yakıldıktan sonra Polybotum hızla gelişmiştir. Grek tarihçisi Ksnefon’un “Anabasis” adlı eserinde, Kayster Pedion şehrinin yolların kesişim noktasında kalabalık bir şehir olduğu ifade edilmiştir.

Polybotum, M.S. 133 tarihinde Roma Kralı Hadrianus tarafından ziyaret edilmiş ve adına 3 farklı para basılmıştır. Kralın heykelleri, şehrin formunu ve agoralarını süslemiştir. Bizans döneminde ise “Polybotos” olarak anılan şehir, çevresini etkileyen sosyal ve kültürel bir merkez olmuştur. Ancak, Bizans’ın son dönemlerinde Türk ve Arap akınlarının etkisiyle şehir küçülmüş ve nüfusu dağılmıştır. Bizans tarihçisi Anne Comnenus, “Alexia” adlı eserinde bu şehrin çevresinin merkezi olduğunu belirtmiştir. IX. yüzyılın başlarında büyük bir deprem geçiren şehirin surları ve binaları yıkılmıştır.

Polybotos, Malazgirt Zaferi’nin hemen sonrasında, 1107 tarihinde Emir Menkülek tarafından fethedilmiş ve ismi Bolvadin olarak değiştirilmiştir. Zaman içinde Türkler ve Bizanslılar arasında el değiştiren Bolvadin, 1116 tarihinde Bolvadin Ovası’nda gerçekleşen Bolvadin Savaşı ve sonrasında yapılan Bolvadin Anlaşması ile kesin olarak Türklerin egemenliğine geçmiştir. Bu dönemde Bolvadin Valisi Emir Buga olarak bilinmektedir.

Türklerin kontrolüne geçtikten sonra, Bolvadin’e Yazır, Avşar, Karkın, Çepni boyları gelip yerleşmiştir. Daha sonra aşiretlerin yerleştirilmesi sırasında çeşitli aşiretler ve cemaatler bölgeye yerleştirilmiştir. Günümüzdeki Bolvadin ve çevresindeki halkın kökeni bu aşiretlere dayanmaktadır.

Bolvadin merkezinde, özellikle Yazır ve Karkın aşiretleri etkili olmuştur. Ardından Sarıkeçili, Karakeçili, Honamlı ve Tekeli Yörükleri bölgeye yerleşmiştir. Çevrede ise Morcaali Türkmenleri (Kemerkaya), Karainbeyli Türkmenleri (Çay), Karabağ Türkmenleri (Büyükkarabağ, Ortakarabağ, Derekarabağ), Tabanlı Türkmenleri (Kurucaova Köyü), Selçuklu Yörükleri (Dişli Kasabası), Avşar Yörükleri (Özburun Kasabası), Karakeçili Yörükleri (Yörükkaracaören ve civarı) yerleşmiştir.

Selçuklular döneminde Bolvadin, camiler, mescitler, çeşmeler, hanlar, hamamlar, mektepler ve medreselerle donatılmıştır. Ancak, günümüze kadar sadece Alaca Camii (1271) ayakta kalmıştır. Bu dönemin önemli olaylarından biri olan Cimri Olayı (Şeyhzade Siyavuş’un isyanı), 1278 yılında Yedi Kapı mevkisinde, Kemerkaya Kasabası yakınlarında gerçekleşmiştir. Bu olayın ardından köylerin bir kısmı dağılmıştır. “Karahisar-ı Devle” olarak adlandırılan Afyon’a bağlı bir kadılıktan birisi olan Bolvadin, bu dönemde 11 nahiyeye (Han, Bayat, Musluca, Göçmen Akviranı, Nevahi-i Barkınlı, İshaklu, Çay, Karamık, Şuhut, Karaadilli, Çölabat), 326 köye ve 11 mahalleye sahipti. Ticarette büyük bir merkezdi.

Selçuklular’dan günümüze, yalnızca Alaca Camii günümüze ulaşabilmiştir. Alaca Çeşmesi ve Ali Efendi Camisi’nin kitabeleri günümüze ulaşmıştır. Hz. Mevlana’nın oğlu Sultan Veled, Afyon’u ziyareti sırasında “Bolvadin Mevlevihanesi”ni açmıştır.

Selçuklular’ın çöküşünden sonra Bolvadin, Eşrefoğulları, Sahipataoğulları ve Karamanlılar’ın kontrolüne geçmiştir. Bu dönemde Eşrefoğlu Külliyesi ve Erkmenhisarı Camii inşa edilmiştir. Bu eserlerden günümüze Eşrefoğlu Camisi’nin kitabesi ve Erkmenhisarı Camisi’nin minaresi (Kırık Minare) gelebilmiştir.

Bolvadin, tarih boyunca çeşitli dönemlerde önemli gelişmelere tanıklık etmiştir. Sultan I. Murat döneminde, Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarına katılmıştır. Yavuz Sultan Selim’in hükümdarlığı sırasında ise kaza merkezi haline gelmiştir ve Tanzimat döneminde Kaza-ı Muhassıla (ilçe üstü) statüsünü elde etmiştir.

I. Dünya Savaşı sonrasında Anadolu’nun Yunanlılar tarafından işgali sırasında, Bolvadin 14 Nisan 1921 tarihinde işgal edilmiştir. Ancak, 24 Eylül 1921 tarihinde kahramanca mücadele sonucunda işgalden kurtulmuştur. Günümüze kadar ayakta kalan “YANIK KIŞLA,” işgal yıllarından günümüze ulaşan önemli bir tarihi belge ve anıdır.

Fatih Sultan Mehmet döneminde gerçekleşen idari düzenlemelerin bir sonucu olarak, Bolvadin Anadolu Eyaleti’nin önemli kazalarından biri haline geldi. Bu eyaletin merkezi Kütahya vilayeti olarak belirlendi ancak zaman içinde Ankara, eyalet merkezi olarak atanmıştır. 1839’da yapılan bir düzenleme ile vilayet merkezi, Hüdavendiğer adıyla teşkilatlanan Bursa olmuştur. Hüdavendiğer Vilayeti, Bursa, Karesi (Balıkesir), Ertuğrul (Bilecik), Germiyan (Kütahya) ve Karahisar-Sahip (Afyon) olmak üzere beş sancaktan oluşmaktaydı.

Bu dönemde Bolvadin, Karahisar-ı Sahip Muhassılığı adı altında merkezi Afyon, Sandıklı, Çal, Çivril ve Sincanlı kazalarını kapsayan bir idari birim haline gelmiştir. Aynı zamanda Bolvadin Muhassılığı olarak adlandırılan başka bir idari birim de, merkezi Bolvadin olan ve Han, Bayat, Musluca (Emirdağ), Nevahid-i Barçınlı (Kemerkaya), İshaklı, Karamık, Çay, Şuhut, Karaadilli, Çölabat kazalarını içermiştir.

Bolvadin, Kurtuluş Savaşı sırasında stratejik bir merkez olmuş, Birinci ve İkinci Ordu’nun kurulduğu önemli bir nokta olmuştur. Kültür ve ticaretin geliştiği Bolvadin, 1831 yılındaki nüfus sayımında 150 farklı meslek grubuna ev sahipliği yapmıştır. Ziraat Bankası’nın 1873’te Bolvadin’de şube açmasıyla ticari faaliyetler daha da artmış, ardından Osmanlı Bankası ve Akşehir Bankası da şube açmıştır. Bolvadinliler, 1914 yılında Osmanlı Dönemi’nin ilk özel bankalarından biri olan “Bolvadin Osmanlı İktisad Bankası”nı kurarak ekonomik alandaki etkileşimlerini güçlendirmişlerdir.

Kültür hayatını yansıtan medrese, tekke ve ahi kuruluşlarına Selçuklu döneminden itibaren rastlanmaktadır. Bu teşkilatlar Osmanlı döneminde daha da gelişmiş, 1839’dan sonra medreselere ek olarak Bolvadin’de 7 ilkokul ve 1 ortaokul bulunmuştur. Ayrıca, 63 adet sübyan (mahalle mektebi) de faaliyet göstermekteydi.

Yerel yönetimde Roma ve Bizans dönemlerine ait belgelerde belediye benzeri kurumlar olduğu görülmekteydi. İslam döneminde ise belediye işleri, kadıların gözetiminde İhtisap Ağaları tarafından yürütülmüştür. XVII. yüzyıldan itibaren “Voyvoda” adını taşıyan yerel yöneticiler, yerel yönetimde etkili olmuş ve XVIII. yüzyılda Ayanlar yönetimi devralmıştır. Bolvadin’in ünlü ayanları arasında Abdi Ağa, Hacı Mehmet Ağa, Tahir Bey, Abdülkadir Ağa bulunmaktadır. 1855’te Şehremeni Teşkilatı kuruldu ve daha sonra Belediye olarak adlandırıldı. Bolvadin Belediyesi, Osmanlı Dönemi’nde kurulan ilk belediye teşkilatlarından biridir.

Coğrafi Yapısı

Ege Bölgesi’nin İç Batı Bölümü’nde konumlanan ilçemiz, 31 derece 2 dakika doğu boylamı ile 38 derece 43 dakika kuzey enleminin kesişim noktasında yer almaktadır. Coğrafi olarak, ilçenin batısında Afyonkarahisar, Çobanlar ve Bayat, güneyinde Çay, kuzeyinde Emirdağ ve Bayat, doğusunda ise Sultandağı ilçesi yer almaktadır.

Bolvadin’in deniz seviyesinden yüksekliği 1016 metredir ve yüzölçümü 1108 km²’dir. İlçe arazisi genellikle ovadan oluşmaktadır, ve yüzölçümünün %43’ü tarımsal alanlara ayrılmıştır. Güneyinde Sultan Dağları, kuzeyinde ve doğusunda ise Emirdağları bulunmaktadır.

Akar Çayı, Bolvadin’in tek su kaynağıdır ve sularını Eber Gölü’ne boşaltmaktadır. Eber Gölü’nün denizden yüksekliği 967 metredir ve yüzölçümü 125 km²’dir. Eber Gölü, Akşehir Gölü ile birleştirilen bir kanal aracılığıyla bağlantılıdır. Ancak, gölün sığ yapısı ve iklim koşullarına bağlı olarak sularının çekilmesi sıkça yaşanmaktadır. Gölün kirlenmesi ise ekolojik denge üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır.

Başa dön tuşu