Askerlik Şubeleri

Doğubayazıt Askerlik Şubesi

İlAğrı
İlçeDoğubayazıt
Şube AdıDoğubayazıt Askerlik Şubesi
Telefon(0472) 312 60 44
Fax(0472) 312 11 45
AdresÇiftepınar Mah. Belediye Cad. NO : 4 Doğubayazıt / AĞRI

Ağrı Doğubayazıt’ta bulunan Doğubayazıt askerlik şubesine ait telefon numarası, adres ve iletişim bilgileri.

Doğubayazıt Hakkında

İlçemiz, derin köklere sahip zengin bir tarihle öne çıkmaktadır. Eski Beyazıt’ta ve kalenin içindeki Urartu Mezarları, şehrin tarihini çok eski dönemlere dayandırarak anlamamıza olanak tanır. İlk yerleşim yeri, Yukarı Beyazıt’taki eski kaledir. Bu kale, Trabzon yolunun bir Gümrük Merkezi olarak sürekli gelişim gösterdiği izler taşımaktadır. Beyazıt Kalesi, tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yaparak bu devirlerden izler taşımaktadır. Urartular’ın Gökçe Göl’e kadar uzanan egemenliği nedeniyle Beyazıt, uzun bir süre onların hükümdarlığı altında kalmıştır. Ancak 625 yılında Aras kıyılarında Hazar Türkleri tarafından ele geçirilmiştir. M.Ö. 250 yıllarında bölge, Pers Krallığı ile Romalılar arasında birkaç kez el değiştirmiştir. Beyazıt Ovası o dönemde Gokovit Sancağı adıyla anılmaktaydı.

Daha sonraki yıllarda bölge, Romalılar, İranlılar, Araplar, Bagratlar ve Bizanslılar gibi farklı yönetimlere geçmiştir. Alparslan’ın batı seferi sırasında (1064) Beyazıt, Bizanslılardan alınarak Selçuklulara bağlı Anışedatları Beyliği’ne verilmiştir (1064-1200). Ahlat, Sökmenlerin eline geçtikten sonra 1231 yılında Timur’un istilasına uğramış, 1239’da Cengizlilere geçmiş ve 1358’de Celayirlilere miras kalmıştır. Moğollar ve Celayirliler uzun bir süre bölgeyi otlak ve yayla olarak kullanmışlar, ordularını burada beslemişlerdir.

1374’te Celayırlı şehzade Beyazıt Han, Karakoyunlu Hükümdarı Bayram Hoca’ya karşı savunmak amacıyla şimdiki Beyazıt Kalesi yerine bir kale inşa etmiştir. Bu tarihten itibaren buraya Beyazıt Kalesi denilmeye başlanmıştır ve şehrin adının, Celayir Oğullarından gelen Beyazıt Han’dan geldiği düşünülmektedir. Beyazıt daha sonra, 1368 ve 1382’de Karakoyunlu, 1368’de Timur yönetimine, 1406’da tekrar Karakoyunluların eline geçmiş, 1469-1502 arasında ise Akkoyunlulara bağlanmıştır. Şarus Savaşı’ndan sonra Safaviler, bölgedeki etkinliklerini genişleterek (1502-1576) Beyazıt’ı 74 yıl boyunca yönetmişlerdir.

Yavuz Sultan Selim, Çaldıran’a hareket ettiği zaman, Kanuni Sultan Süleyman Tebriz’e giderken ve IV. Murat İran’a geçerken Beyazıt’tan geçmiştir. Osmanlı ordusu, Yavuz Sultan Selim’in liderliğinde Çaldıran’a giderken, 20 Ağustos 1514’te Beyazıt Ovası’nın kuzeyindeki Sarısu boyunda, Dana Sazı (Şahlı Gölü) yanında konaklamıştır. Bu konaklama sırasında Beyazıt Kalesi halkı, Osmanlı padişahına bağlılıklarını bildirmiştir. Çaldıran Savaşı’nın ardından tekrar Osmanlı yönetimine geçen Beyazıt, zamanla İran baskısına maruz kalmıştır. Osmanlı Ordusu, tekrar Doğu seferine çıktığında (20 Haziran 1543), Bingöl’de konaklayan Baş Vezir İbrahim Paşa’ya kale anahtarını getiren Sünni yerliler arasında Beyazıtlılar da bulunmaktaydı.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Eleşkirt ile birlikte Beyazıt, 1578 yılında Van Beylerbeyliğine bağlı 14 sancak merkezinden biri olmuştur. 1744 yılından sonra Silvan (Farkin) bölgesinden gelen kavimler, Beyazıt’a yerleşmiştir. Silvanlı Kara Behlül ve soyundan gelenler, Beyazıt’ta Sancak Beyi olmuşlardır. 1590 yıllarında buraları boşalan köyleri canlandırmışlardır. Ancak 1744’te Arşarlı Nadir Şah’ın saldırıları sonucunda dağılmışlardır. Bu dağılmanın ardından beyleri gelmiştir, en ünlüsü İshak Paşa’dır. İshak Paşa, 1776-1798 yılları arasında Beyazıt’ta Sancak Beyliği yapmış ve şehrin doğusundaki bir tepeyi yontma taş ile çevirterek İshak Paşa Camii, Saray, Hamam, Külliye Medresesi gibi Anadolu’nun son şaheserini inşa ettirmiştir. 1805’te, Napoleon Bonaparte tarafından İran’a elçi olarak gönderilen Amedee Jaubert, Beyazıt sarayında aylarca hapis tutulmuştur. Beyazıt, sınırda ve Asya ile Anadolu’yu birleştiren bir geçitte bulunduğu için birçok kavmin akınına uğramıştır.

XV. – XVII. Yüzyıllar arasında Beyazıt, 1828, 1854, 1856, 1877-1878 ve 1818-1814’te İranlılar ve Ruslar tarafından işgal edilmiştir. Özellikle 1821-1822 yıllarındaki son İran Kaçarlı akınları, Beyazıt’ta büyük can ve mal kaybına neden olmuştur. Ruslar, ilk olarak 1856 Paris Anlaşması’na göre geri çekildiler. Ancak 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nde, 25 Ekim 1877’de Alacadağ bozgunu üzerine Osmanlı ordusu Erzurum’u korumak amacıyla toplandığında, aynı ayın sonunda Ruslar Beyazıt’ı ele geçirdiler. 30 Mart 1878’de Yeşilköy Anlaşması ile Beyazıt resmen Rusya’ya bırakıldı, ancak Berlin Antlaşması (13 Temmuz 1878) ile tekrar Osmanlı İmparatorluğu’na iade edildi.

1877-1878 savaşı sona ererken, Ruslar çekilirken, Van’dan gelen Ermenilerle birlikte Gökçe Göl’ün batısında yeni bir şehir kurarak ona Navo Beyazıt (Yeni Beyazıt) adını verdiler ve oraya yerleştiler. Ermenilerin çekilmesiyle, Van’dan gelen Alay Komutanı Miralay Hüseyin Hüni Efendi, Beyazıt’ı teslim aldı. Mutasarrıflık görevine Kettüdağ oğlu Abdulvehap Efendi atanmıştır. Daha sonra İstanbul’dan atanan Adil GİRAY mutasarrıf oldu. Cumhuriyet’in ilanından sonra mutasarrıflıklar valiliğe dönüştürüldüğünden, Mutasarrıf Kamil Bey ilk olarak atanmıştır. Iğdır ve Tuzluca Beyazıt’a bağlandı. 1927 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Vilayet merkezi Karaköse’ye taşındığında Vali Ziya TEKELİ Karaköse’ye, Karaköse Kaymakamı Yusuf Ziya Bey de Beyazıt’a atanmıştır. 1934 yılında Iğdır ve Tuzluca buradan alınarak Kars’a bağlanmış, aynı yıl ilçenin adı Doğubayazıt olarak değiştirilmiştir.

Başa dön tuşu