Reklam bayilik veren firmalar
Askerlik Şubeleri

Kaş Askerlik Şubesi

İlAntalya
İlçeKaş
Şube AdıKaş Askerlik Şubesi
Telefon(0242) 836 10 84 
Fax(0242) 836 31 89
AdresAndifli Mah. Atatürk Bulvarı No: 54 Kaş/ANTALYA

Antalya Kaş’ta bulunan Kaş askerlik şubesine ait telefon numarası, adres ve iletişim bilgileri.

Reklam

Kaş hakkında

Arkeolojik bulgulara dayanarak tespit edilen Habesos adı, antik kentin en eski adıdır. Antik kent, tarih boyunca Antiphellos ismiyle de anılmıştır. Karia ve Likya bölgeleri arasında bulunan bu antik kent, bu iki bölgenin bağlantısını sağlayan önemli bir noktada yer almakta ve aynı zamanda bir ticaret limanıdır. Büyük İskender’in Anadolu seferi sırasında bölge, Makedonya Krallığının egemenliği altına girmiştir. İskender’in vefatından sonra, bölge Seleukoslar ve Ptolemaioslar arasında el değiştirmiştir.

Reklam

Antik kent, Roma Dönemi’nde önem kazanmış ve Bizans Dönemi’nde bir Piskoposluk merkezi olmuştur. Bu dönemde Arap saldırılarına uğramış daha sonra Anadolu Selçuklu topraklarına katılarak Andifli adını almıştır. Anadolu Selçuklu Devleti’nin çöküşünden sonra, Tekeoğulları Beyliği yönetimi ele almış ve Osmanlı Devleti ilçeyi Yıldırım Beyazıt döneminde topraklarına katmıştır.

Antik çağlarda, bugünkü “Teke Yarımadası” olarak bilinen Antalya ile Fethiye körfezleri arasındaki yarımadada yerleşen Likyalılar, Hitit metinlerinde Lukkalılar olarak anılmış ve İ.Ö. 2. binyıl gibi erken bir dönemde güçlü bir ulusal bilinç geliştirmişlerdir. Luwilerle akraba olan bu Anadolu halkında “Birlik” kavramı, İ.Ö. 15. yüzyıl sonlarında Anadolu halklarının Hititlere karşı kurduğu Assuwa Konfederasyonu’na girişle ortaya çıkmıştır. İ.Ö. 540 dolaylarında Persler karşısında direnemediklerini anlayan Likyalılar, Ksanthos Kalesi’nde halklarını toplamış ve ateşe vermişlerdir; askerlerse son nefeslerine kadar savaşarak özgürlük uğruna benzersiz bir kahramanlık örneği sergilemişlerdir. Bu, ulusal dayanışma bilincinin daha büyük bir bütün oluşturmasının somut bir göstergesidir.

Likyalıların erken dönemlerde Anadolu halkları ve kendi aralarında birleşerek oluşturdukları bu ulusal bilinç, İ.Ö. 2. yüzyılın başlarında resmi bir hâl aldı. Sonuç olarak, Likya kentlerinin ve vatandaşlarının, demokratik bir yasa çerçevesinde oy esaslı seçimlerle yönetilmelerine dayanan “Likya Birliği” kuruldu. Bu, İ.Ö. 187-168 arasında Rodos’a karşı bağımsızlık hareketinin bir parçası olan başkaldırı ve ayaklanmalar sırasında ülkenin genelini saran birlik ve beraberlik ruhunun bir sonucuydu. İ.Ö. 168/67 yıllarında elde edilen özgürlükten sonra, bu tarihsel birliğe varıldı.

Bu “birlik” anayasası, çağdaş batı yönetimlerine ilham kaynağı oldu. İ.Ö. 507’de kurulan Atina Demokrasisi ile karşılaştırıldığında, Likya Birliği’nin çoğulcu yapısı ve hakça yönetim biçimiyle, gerçek anlamda uygulanan ilk demokrasi olduğunu belirtmek önemlidir. Bu nedenle, Montesquieu tarafından “antik dünyanın en mükemmeli” olarak övgüyle anıldı ve daha sonraki Amerika Birleşik Devletleri Anayasası’nın oluşturulmasında önemli bir rol oynadı. Likya Birliği, antik çağlarda bilinen ilk ve tek birlik olmamasına rağmen, Anadolu’da İ.Ö. 8. yüzyılda “İyon Birliği” ve ardından Yunanistan’da çeşitli yerel birliklerin kurulduğu bir dönemde ortaya çıkmıştır. Bunların çoğunda, farklı etnik gruplar bir araya gelerek bir birlik oluşturmuş, ancak Likya Birliği, ortak bir tarihi ve kültürel geçmişi olan aynı soydan halkların bir araya gelmesiyle kurulmuştur.

Bu birliğin tarihi, özgürlük uğruna verilen mücadeleler ve son olarak Rodos’a karşı kazanılan bağımsızlık savaşının ardından kurulan bir “Cumhuriyet” gibi algılanmalıdır. Devlet yapısı, antik çağ birlikleri içinde en demokratik olanıdır; Yunanistan birliklerinin aksine, Likya’da yöneticiler ve milletvekilleri daha çok sivillerden oluşurdu. Atina demokrasisinde başkanlar “ömür boyu” görevde kalma hakkına sahipken, Likya’da başkanlar bir yıllığına ve her seferinde farklı bir kentten seçilirdi. Ayrıca, antik çağ birliklerinin hiçbirinde kadın üyeler bulunmazken, Likya Birliği’nde kadınlar muhtemelen meclis başkanı seçilebilirdi.

Patara, Romalı tarihçi Livius tarafından “Likya Birliği’nin merkezi” olarak tanımlanmıştır. 1988’de başlayan Patara kazıları, daha ilk yılında tiyatronun kuzeyinde ve doğuya bakan muhteşem kalıntının, ancak bir Birlik Meclisi olabileceği önerisinde bulunmuştur. 2000 yılında başlayan kazı çalışmaları, tiyatro benzeri mimarisi ve önündeki revakta bulunan, çeşitli kentlerden gelen Lykiarkhların heykelleri için yazılmış çok sayıda kaide yazıtı ile bu görüşün doğrulandığını göstermektedir.

Kaş’ta Türk Dönemi

Antik kent, Roma Dönemi’nde büyük bir öneme sahip olmuş ve Bizans Dönemi’nde Piskoposluk merkezi haline gelmiştir. Bu dönemde, Arap akınlarına maruz kalmıştır. Türkler ise XII. yüzyılın ilk yarısında bölgenin sınırlarına kadar gelerek etkilerini göstermeye başlamışlardır. II. Haçlı Seferi, 1148 yılında gerçekleşmiş ve yazarlar Türklerin şehrin yakınlarında bulunduklarını ve halkın bu yüzden verimli toprakları ekemediğini kaydetmiştir. Türkler, 1176’daki savaş sonrasında Diyarı Rum’a kesin olarak yerleşme kararı almıştır.

II. Kılıçaslan, 1182 yılında Antalya’yı kuşatmış ancak şehri ele geçirememiştir. III. Kılıçaslan döneminde, yeniden denizlere açılmaya yönelik bir hareket başlamış ve 1205’te Sparta yöresi fethedilmiştir. Bu söz konusu Spartalı’nın şimdiki Isparta veya Antalya’nın batısındaki Patara olduğu düşünülmektedir. Daha sonra, Kaş ve çevresi Anadolu Selçuklu topraklarına dahil edilerek Andifli olarak adlandırılmıştır.

Anadolu Selçuklu Devleti’nin zayıfladığı dönemlerde, XIII. ve XIV. yüzyılların başlarında, bu bölge Hamidoğulları’nın Antalya şubesinin, yani Tekeoğulları’nın kontrolüne geçmiştir. Tekeoğulları döneminde, bölgede inşaat ve kültürel faaliyetler, Selçuklu dönemine göre artmıştır. Tekeoğulları döneminde, Antalya ve çevresi bir süre Kıbrıs Krallığı’nın kontrolüne girmesine rağmen, Mehmet Bey (Teke Bey) tarafından yeniden alınmıştır.

Bu bölge, Osmanlı Devleti’nin kontrolüne Yıldırım Beyazıt zamanında geçmiştir. Zaman zaman Karamanoğulları ve bazı Avrupalı devletlerin saldırılarına uğramış olsa da, Anadolu eyaletine bağlanmış ve bu durumu sonraki dönemlerde de sürdürmüştür.

Başa dön tuşu