Reklam bayilik veren firmalar
Askerlik Şubeleri

Tut Askerlik Şubesi

İlAdıyaman
İlçeBesni
Şube AdıTut Askerlik Şubesi
Telefon(0416) 318 11 82
Fax(0416) 318 09 52
AdresYeni Besni Mah. Tanrı Över Cad. NO:3  Besni / ADIYAMAN

Adıyaman Besni’de bulunan Tut askerlik şubesine ait telefon numarası, adres ve iletişim bilgileri.

Reklam

Tut Hakkında

Tut, Güneydoğu Toroslar’ın eteğinde kökleri çok eskiye dayanan bir yerleşim merkezi konumundadır. Bu antik şehir, doğu sınırını Şovak suyu, güney ve batı sınırlarını ise Göksu akarsuyuyla çevrelemiştir.

Reklam

Tut ve çevresinin tarihi derin köklere sahiptir. Kaşlıca ve Sürmen bölgelerinde tarihi eserlere rastlamak mümkündür. Kurulan deresi boyunca Ernişdere adında bir kale, Sürmen’in batısında ev kalıntıları, yatak yerleri ve mezarlar bulunmaktadır. Ernişdere’deki su arkı, dere kenarındaki sarp yerlerde görülen su arkıyla birlikte, Gül Harığı bölgesinin geçmişte yoğun bir yerleşim yeri olduğunu göstermektedir.

Çamlıca Mahallesi’nde bulunan tarihi Vijne Köprüsü, günümüzde hala görkemli yapısıyla ayakta duran eski dönem kervanlarına uzun yıllar hizmet vermiştir. Göksu üzerinde duran bu tarihi eser, sel ve doğal nedenlerle yıkılan iki benzer köprünün varlığını da ortaya koymaktadır.

Vijne Köprüsü’ne benzeyen bir diğer tarihi köprü ise hala kullanımda olan Şebker Köprüsü’dür. Bu köprü, İlçenin Tepecik Köyü ile Adıyaman’ın merkezi Şerefli köyünü birbirine bağlayan yüzyıllar boyunca ayakta kalmayı başaran önemli bir tarihi yapıdır. Şebker Köprüsü, Şebker çayının dar ve kayalık bir bölümüne oturtulmuştur ve inşasındaki mükemmel teknik sayesinde bugüne kadar ayakta kalmıştır.

1560 yılına ait Kanuni Sultan Süleyman dönemine ait tahrir defteri kayıtlarına göre, günümüz Tut İlçesi o dönemde önemli bir yerleşim birimi olarak belirtilmiştir. Söz konusu tahrir defterinde Tut’un Şeyh Abdurrahman Erzincani vakfına ait olduğu belirtilmiştir.

Tahrir defterindeki kayıtlara göre tut yerleşim biriminde 1560 senesinde toplanan vergilerin dökümü şöyledir:

 

Çift resmi986
Nim çift27
Hasıl-ı Kısmı Minel Hums200-300
Hıntı Keyl300
Şa-ir Keyl80-200
Dıhn,ı Keyl50-600
Penbe Keyl600
Şira-i Bağadat ve Bağçeğa3200
Öşri Besatin200
Resmi Bennak792
Resmi Mücerret468
Resmi Geware412
Resmi Tapu ve deştbani120

Bu vergilerin ne anlama geldiğine kısaca değinecek olursak, Tut’ un 16. yüzyıldaki yerleşim, yaşayış ve geçim durumu hakkında da bir fikir sahibi olabiliriz.

Tut Hakkında

Çif Resmi, araziden alınan vergi olarak bilinir ve Tanzimat döneminden sonra kaldırılmıştır.

Resmi Mücerret, ticaret erbabından alınan bir vergidir ve bu vergi bekarlardan tahsil edilirdi. Senede altı akçe olarak alınan bu vergiye göre, 1560 yılında Tut’ta 78 ticaret vergi mükellefi bulunmaktadır.

Resmi Bennak, toprak sahipleri ile topraktan yararlananların (Reaya) ödediği bir vergidir. Yılda 12 akçe olan bu vergiye göre, Tut’ta 66 mükellef (toprak kiracısı) olduğu anlaşılmaktadır.

Resmi Gevvare, sebze ve meyvelerden alınan bir vergidir ve genellikle erken yetişen ürünlerden tahsil edilirdi. Bu durum, Osmanlı döneminde Tut yöresinin sebzecilik açısından önemli bir bölge olduğunu göstermektedir. Bilindiği gibi, Tut’ta sebze tarımı yoğun bir şekilde yapılmaktadır.

Tut yöresindeki Osmanlı-Türk yerleşiminin öncüsü olarak bilinen Şeyh Abdurrahman Erzincani’nin oğlu Mehmet Erzincani, Zey köyünden Tut’a gelerek Türk iskan hareketine öncülük etmiştir. Yöreye yerleştikten sonra Ulu Cami’yi inşa eden Mehmet Erzincani, aynı zamanda Göksu çayı üzerindeki Vijne Köprüsü, Şepker çayı üzerindeki Şepker Köprüsü, Ayniye Mahallesi ile Fethiye arasındaki Dışpınar çeşmesinin de yapıldığı düşünülen önemli eserlere imza atmıştır.

Mehmet Erzincani’nin Tut’a gelişiyle ilgili rivayete göre, babası Abdurrahman Erzincani Zey köyüne bir cami yaptırmıştır. Mehmet Erzincani, babasına caminin kıblesinin yanlış olduğunu söyleyerek, caminin mihrabına geçtiğinde Kabe’yi görebileceğini ifade eder. Gerçekten de oğlu Mehmet Erzincani, mihraba geçip Kabe’yi görerek, babasına karşı mahcup bir şekilde Zey’den Tut’a gelip yerleşir.

Yöredeki yerleşim, Oğuz boylarıyla Türkmen ve Yörük izlerini taşıyor. Örneğin, ilçenin Yaylımlı köyü halkının kökeni Yomut Türkmenlerine dayanmaktadır. Bu konuda yapılan araştırmalardan birini gerçekleştiren Profesör Vambrey, Yomut Türkmenlerinin dört gruba ayrıldığını ve bu gruplardan birinin Hive koluna bağlı Sallaklar olduğunu belirtiyor. Yaylımlı köyünün eski adının “Sallak” olduğu bilinmektedir. Ayrıca, ilçenin Havutlu Köyü’nün adı, Yörüklerin deve sırtına içini sazla doldurarak vurdukları semere verilen addan gelmektedir. Dolayısıyla, bugünkü Havutlu köyünü kuran veya onunla ilgisi olan Yörük Türkleri tarafından kurulmuştur.

Tarihi Camiler

Ulu Cami: 1634 tarihinde yapılan bu Osmanlı eseri toplam 800 m²’lik bir alanı kapsamaktadır. Cami iç kısmı, 12 sütun üzerine kurulmuş olup, taş sütunlar Osmanlı motifleri ve desenleriyle simetrik bir şekilde süslenmiştir. Son tamiratı 1953 yılında yapılmış, minaresi taştan tek şerefelidir. Caminin banisi Abdurrahman Erzincani’nin oğlu Mehmet (Şıh Ali Baba) olarak bilinmektedir.

Salah Cami: 1630 tarihinde inşa edildiği tahmin edilen Salah Camisi, birçok kez yıkılıp yeniden yapıldığı için tarihi özelliklerini büyük ölçüde kaybetmiştir.

Musalla Cami: 1913 yılında inşa edilen cami, çeşitli tarihlerde tamir görmüştür. Tek şerefli minaresiyle ilçenin tarihi eserleri arasında önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle işlemeli ahşap iç yapıları, estetik bir özelliğe sahiptir.

Kaşlıca Kalesi

Halk arasında Mihri Babil Kalesi olarak bilinen Kaşlıca Kalesi, Babil Krallığı döneminde yapıldığı düşünülmektedir. Genel olarak kalelerin yüksek yerlere kurulmasına rağmen, bu kale Kaşlıca-Aşağı Evlerin bulunduğu vadide inşa edilmiştir. Kalenin bazı bölümlerinde duvar kalıntıları, ok mahmuzları ve kenar kısımlarında su kanallarının izleri görülmektedir. Halkın kale içindeki karakol veya gözetleme yerleri olarak adlandırdığı bölgeler bulunmaktadır. Battal Gazi’nin Malatya’dan gelerek bu kaleyi fethettiği rivayet edilmektedir.

Malkayısı

Osmanlı döneminde, eşkiyaların yolları kestiği ve kayaları oyarak bir geçit açtığı nokta olan Malkayısı, Meryemuşağı köyünün sınırları içindedir. Osmanlı İmparatorluğu zamanında Trabzon’dan Halep’e giden kervan yolunun buradan geçtiği söylenir. Zaman içinde taştan oyularak oluşturulan bu yolun bazı bölümleri hala ayakta durmaktadır.

Memekli Mağara

İlçenin kuzeyinde, Cıllaz Mevkii’nde bulunan Memekli Mağara, ilkbaharda yüzeyinden iki farklı noktadan su çıkaran bir mağaradır. İnsanlar, bu olayı kadın memesine benzettiği için mağaraya “Memekli Mağara” adını vermişlerdir.

Geyik Mağarası

Memekli Mağara’nın 500 metre doğusunda yer alan Geyik Mağarası, sarp kayalara oyulmuş ve çıkılması oldukça zor bir mağaradır. Mağara içinde, insan eliyle oyulmuş yatak benzeri yerler bulunmaktadır ve geçmişte mesken olarak kullanılmıştır.

Tum Tumu Mağara

Çanakçı mevkisinde, Gölbağları’nın üst kısmında büyük bir kaya içine oyulmuş olan Tum Tumu Mağara, dar bir girişe sahip olmasına rağmen içerisi oda genişliğindedir.

Şovak Köprüsü

Şovak deresi üzerine inşa edilmiş, taştan yapılmış tarihi bir köprü olan Şovak Köprüsü, Osmanlı döneminde kervanların Vijne Köprüsü’nden gelerek bu bölgeden geçtiği bilinmektedir.

Ayrıca, halk arasında “Gorlam” olarak adlandırılan vadide, suyun aşağılara taşınmasını sağlayan kayalara oyulmuş su kanalları ve mağaralar bulunmaktadır. Yöredeki sulama kanalları ve kapalı künk kalıntıları, Göksu Vadisi’ndeki sulamanın çok eski tarihlere kadar uzandığını göstermektedir.

TÜRBE ve ZİYARETLER

Şeyh Ali Baba Türbesi

Tepebağ denilen mavnide, ilçe merkezinde yer alan Şeyh Ali Baba Türbesi, halk arasında Şeyh Ala Baba olarak da bilinir. Türbenin sahibi olduğuna inanılan Abdurrahman Erzincani’nin oğlu Mehmet’e ait olduğu düşünülmektedir. Ziyaretçiler, bu türbenin etrafında bir gece konaklar ve pişirdikleri pilavı çevredeki evlere dağıtarak çocuklara ikram ederler. Bu gelenek, hastalıklarına şifa bulmak isteyen özellikle felçli ve akıl sağlığı bozuk olanlar tarafından sıkça uygulanır.

Kızıltepe (Hüseyin Gazi) ve Evren Tepe (Güzeloğlan) Ziyaretleri

Bu ziyaretlerdeki mezarların, eski Malatya’lılara ait olduğuna inanılır ve Akçatepe köyünde bulunur. Hikayeye göre, kralın güzel bir kızı varmış. Hüseyin Gazi, bu kızı gördükten sonra amcasının oğluna anlatmış, ancak Hüseyin Gazi daha sonra kral tarafından şehit edilmiş. Bunun üzerine Hüseyin Gazi’nin sülalesi, kralın kızını kaçırmaya karar vermiş. Bu görev için ise yakışıklı genç Güzel Oğlan seçilmiş. Güzel Oğlan, kızı kaçırırken kralın adamları tarafından öldürülmüş. Her iki genç için ufak taşlardan yapılmış mezarlar bulunmaktadır.

Habib Ziyareti

Havutlu Köyü’nün kuzey kısmında yer alan Habib Ziyareti, dut ağaçları ve kaynak sularının bulunduğu bir alanda konumlanmıştır. Ziyarete gidenler, hazırladıkları yemekleri çevredeki insanlarla paylaşır ve dualarını dilerler.

Menevşe Ziyareti

Dağyalankoz Köyü’nün 1 km kuzeyinde bulunan Menevşe Ziyareti, Dağyalankoz Köyü’nün güneyinde Şeyh Abdurrahman ve Köseli Mezra mevkiinde ise Bülbül ziyaretleri de bulunmaktadır.

Başa dön tuşu